Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Türkiye meyve suyunda bölgesel güç olmayı hedefliyor

Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri İpek İşbitiren, 2023 yılında yaptığı 500 milyon dolara yakın ihracatla Türkiye ekonomisine katkı sağlayan meyve suyu sanayinin öncelikli hedefinin bölgesel bir güç haline gelmek olduğunu belirtiyor. İşbitiren ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide; meyve suyu sektöründe yaşanan son gelişmeleri, gündemdeki konuları ve dernek olarak yaptıkları çalışmaları konuştuk. 
 
Röportaj: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi
 
* Bu röportaj Gıda Teknolojisi Dergisi'nin Mart - Nisan 2024 sayısında yayımlanmıştır.




Meyve suyuSayın İşbitiren, Türkiye’nin meyvecilik ve meyve suyu üretimi ve ticareti anlamında dünyadaki yerinden bahsederek ülkemizde meyve suyu sektörünün genel yapısı ve Türkiye tarımı açısından önemi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ne mutlu ki Türkiye meyve deseni yönünden dünyanın önde gelen ülkelerinden bir tanesi. Bu da doğal olarak meyve suyu endüstrisine ham madde çeşitliliği sağlıyor ve dünya rekabetinde avantaj olarak sektörün elini güçlendiriyor. Ham maddenin yoğun olduğu bölgeler başta olmak üzere Türkiye genelinde 18 ilde 45 fabrikayla talebi karşılayan bir üretim kapasitesi, sezona bağlı olarak 60 ila 100 bin kişi arasında istihdam ve en nihayetinde yıllık hemen hemen 2 milyon tona dayanan meyve alımıyla Türk meyve suyu endüstrisi hem Türkiye tarımı hem de içecek endüstrisinde katma değer yaratan sürdürülebilir yapısıyla konumunu güçlendirmeye devam etmektedir. Dış ticaret dengesinde %90-95’ler arasında bir oranı sağlamak hiç de kolay değil. İhracat hacmini tüm zorluklara rağmen 500 milyon dolara taşıdık, bunun katlanabilir olduğuna inancımız tam. ITC verisine göre dünya ihracat sıralamasında 12’nci sıradayız, bunu üst sıralara taşımak ve devam ettirmek azmindeyiz.
 
Her daim önceliğimiz çiftçinin sürdürülebilir kırsal kalkınmasına güvence sağlamak adına meyve üretiminin gerçek pazar dinamiklerine hizmet edecek tonaj, kalite ve maliyet olarak optimum dengede devam etmesini sanayi imkanları el verdiği ölçüde sağlamaya hizmet etmektir. Tarıma, ekonomiye, çevreye ve beslenmeye yani insana yarar bir sektör olmanın sorumluluğu ve gururunu taşıyoruz. MEYED olarak da bu sektörün birleştirici, yapıcı ve kapsayıcı çatı kuruluşu olmaktan çok memnunuz.
 
“YILLIK MEYVE ÜRETİMİNİN YÜZDE 30'UNU İŞLEMEYİ AMAÇLIYORUZ”
Geride bıraktığımız yıl ülkemizde ne kadar meyve üretimi gerçekleşti, meyve suyu endüstrisinde ne kadar meyve işlendi, en çok işlenen meyveler ve miktarları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yıllık meyve üretiminin yaklaşık yüzde 10’u meyve suyu endüstrisi tarafından işlenmektedir ki, hedefimiz bu oranın yüzde 30’ları aşması ve tarımsal üretime yararın arttırılmasıdır. İç ve dış pazarın talepleri doğrultusunda işlenen meyvenin yarısı elmadır, dış pazarda rekabetçi olduğumuz diğer iki meyve siyah havuç ve nardır. Türkiye’de işlenen siyah havucun dünyada bir benzeri bulunmamaktadır, üretilen siyah havuç konsantresi doğal renklendirici olarak gıdanın yanı sıra farklı endüstrilerde yerini almaktadır. Nara gelince; özellikle antioksidan özelliği talebi artmakta, endüstrimiz için de rekabetçi bir ürün olarak talebi yükseltmektedir. Türk tüketicisinin damak tadı ve beslenme öncelikleriyle paralel olarak iç pazarda da şeftali, kayısı, vişne ve portakal içeren meyve suları önde gelmektedir. Bunların yanı sıra üzüm, ayva, çilek, kırmızı meyveler de ana meyvelerle karıştırılarak farklı lezzetler olarak tüketicinin ilgisini çekmektedir.
 
Ä°pek Ä°Å�bitiren“İHRACATIMIZ YARIM MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE DAYANDI”
2023 yılında Türkiye kaç ülkeye ne kadarlık meyve suyu ihracatı gerçekleştirdi? İhracatta etkili olduğumuz pazarlar ve ürünlerden söz edebilir misiniz? 
Bir önceki seneye oranla ihracat değeri ’luk bir artışla 500 milyon dolara dayandı, tonaj olarak seviye korundu. Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika ve Uzak Doğu’ya ana pazarlar olarak ihracat devam etmektedir. Oranları değişmekle birlikte Amerika, Almanya, Avusturya, Çin ve İtalya’ya ihracattaki artışlar kayda değerdir. Gıda ve içecek ihracatında ince eleyip sık dokumasıyla en zorlu pazarlardan biri olan Japonya’ya ihracatın yüzde 50 seviyelerinde artmış olduğunu da özellikle vurgulamak isterim. Keza tarımsal üretimde yeri olan İtalya’ya da ihracatımız yüzde 40 seviyesinde arttı. Ocak -Şubat dönemine bakarsak, geçen yıla göre ciroda toplamda yüzde 25 artış sağlandı. Aynı dönem için ülkesel birkaç örnek vermek gerekirse; ABD’de , Japonya’da yüzde 34 ve Hollanda’da yüzde 90 artış sağlandı. Bu seyrin devamı ve artışı için sanayi olarak çok yönlü stratejik ve pazar dinamiklerine göre taktiksel uygulamalar hayata geçiriliyor. Tabii Türkiye’deki ham madde temini ve meyve suyu üretimini finansman boyutunda da etkileyen pek çok faktörün istikrarı şirketlerin tekil kapasitelerinin ötesinde sektörün bir bütün olarak büyümesi adına yadsınamaz bir önem arz ediyor.
 
“KİŞİ BAŞI MEYVE SUYU TÜKETİMİMİZ 20 LİTRE”
Ülkemizde kişi başı meyve suyu ve diğer alkolsüz içeceklerin tüketimi ne miktardadır? En çok hangi ürünler tüketiliyor? Meyve suyu tüketimi diğer ülkelerde nasıldır? 
Alkolsüz içecek pazarında pek çok kategori bulunmaktadır ve her birinin kendine özgü ürün içeriği, tüketim sebepleri, pazarda konumlandırmalarından dolayı kendi içlerinde değerlendirilmelerini göz önünde bulundurarak meyve suyu özelinde konuşmayı tercih ederim. Tüketicimizin beslenmeye yarar içecek arayışında tüketim tercihi ağırlık olarak 0 meyve suları ve meyve nektarı yönündedir ki, pazar payı olarak nektarlar yüzde 65-70 civarında seyretmektedir. Ancak 0 meyve sularının artış oranı çok yüksektir. Meyveli/aromalı içecekler ise daha çok ferahlatan eğlence anlarına eşlik eden bir içecek olarak tercih görmektedir. Tarımsal üretime dayalı bir sanayi olarak Türk meyvesinin kullanıldığı içeceklerin tüketimini artırmak, dolayısıyla meyveciliğe ve çiftçimizin bu yöndeki gelir seviyesini artırmasına destek vermek önceliğimizdir.
 
Dünya genelini pazar olarak değerlendirmek adına şunları paylaşmak isterim; 
 
· 2022 yılı organize perakende verilerine göre, dünya tüketimini Euro bazında cirosal ele alırsak toplam pazar 131 milyar Euro ve 69 milyar litredir. 
· Ciro olarak yüzde 28,68’i Kuzey Amerika, yüzde 25,02’si Avrupa, yüzde 20,44’ü Asya, yüzde 13,27’si Güney Amerika, yüzde 11,52’si Orta Doğu ve Afrika ile yüzde 1’i Avustralya ve çevresinde (Avustralya, Çin, Japonya, Hindistan, Filipinler vs) gerçekleşmektedir.
· Litre olarak hacme bakarsak; yüzdelerde farklılıklar gözükmektedir. Asya yüzde 26,38, Avrupa yüzde 23,62, Kuzey Amerika yüzde 21,28, Güney Amerika yüzde 16,03, Orta Doğu ve Afrika yüzde 11,52 ve yüzde 1,1 de Avustralya ve çevresinin paylarıdır.
· Kuzey Amerika’da 38 milyar Euro’luk pazarın lideri 23,4 milyar Euro ile yüzde 100 meyve sularıdır. Latin Amerika’da 17,4 milyar Euro’luk pazarın lideri 9,4 milyar Euro ile meyveli/aromalı içeceklerdir. Avustralya ve çevresinde 28,2 milyar Euro’luk pazarın lideri 14 milyar Euro ile meyveli/aromalı içeceklerdir. Avrupa’da 32,9 milyar Euro’luk pazarın lideri 17,8 milyar Euro ile 0 meyve sularıdır. Orta Doğu ve Afrika’da ise 15,1 milyar Euro’luk pazarın lideri 5,7 milyar Euro ile meyveli/aromalı içeceklerdir. Avustralya ve çevresinde de 28,2 milyar Euro’luk pazarın lideri 14 milyar Euro ile meyveli/aromalı içeceklerdir.
· Kişi başı tüketim; Kuzey Amerika’da 40 litre, Avrupa’da 30 litre, Türkiye’de ise 20 litredir. Yani Türkiye’de pazarın gelişimi için daha çok yol olduğu gözükmektedir.
 
 
“EKONOMİK KOŞULLAR MEYVE SUYU TÜKETİMİNDE BELİRLEYİCİ”
Ülkemizde meyve suyu tüketimi gelişmiş ülkelerin gerisinde olmasının başlıca sebeplerini açıklar mısınız? Tüketimin artırılması noktasında ne türden çalışmalar yapılabilir, MEYED olarak bu konuda neler yapıyorsunuz?
Biliyorsunuz her şeyin temelinde tüketici tercihi yatıyor. Tüketici tercihini da aslında tüketicinin iç niyeti ve gerçekleşen satın alması olarak iki perspektiften değerlendirebiliriz. Tüm araştırmalar gösteriyor ki, pandemiyle birlikte tüketicinin iyi yaşamı destekleyen beslenme ürünlerine olumlu bakışı çok yüksek, ancak satın alma tarafı bunu tam olarak yansıtamıyor, çünkü aynı tüketicinin satın alma gücü yeterli olamayabiliyor. Satın alma gücü de ülkenin genel ekonomik şartlarına bağlı, öte yandan endüstrinin markaları tüketici erişimini artırabilmek üzere çeşitli aktiviteler yapsa da bu kısıtı aşabilmek çok da kolay değil. Gıdaya karşı korku salan, kafalarda manasızca soru işaretleri yaratan, bilimsel dayanağı çok zayıf olsa da tüketiciyi endişeye ve tüketmemeye sevk eden yanıltıcı haberleri üzüntüyle karşılıyoruz. Endüstrinin profesyonel bir temsilcisi olmamdan öte kendim de bir tüketiciyim, bu gözle de baktığımda bunlara anlam veremiyorum. 
 
Meyve suyu içen çocukMarkalar tüketici nezdinde iletişimleri yürütürken, bir endüstri derneği olarak MEYED de ulusal ve uluslararası karar mekanizmalarında Türk meyve suyu endüstrisinin hak ettiği seviyede temsilini sağlamaya çalışıyor. Dünyadaki mevzuat gelişmelerini ve Türkiye’deki gelişmeleri eş zamanlı olarak takip ederken, Türk tarımının, meyveciliğinin ve ihracatının önünü açacak şekilde yön vermeye gayret ediyoruz. Burada sektörün yurt dışındaki iki çatı kuruluşu AIJN (Avrupa Meyve Suyu Derneği) ve IFU (Dünya Meyve ve Sebze Suları Birliği) içinde yönetimde de yer alarak stratejik anlamda söz sahibi olabilmenin avantajlarını kullanıyoruz. Türkiye içinde de sektörün gelişimini kamu kurumlarının yanı sıra iş dünyası çatı kuruluşları ve üniversiteler nezdinde sağlamaya çalışıyoruz. Burada pusulamız bilimsel gerçekleri ve sektörün gerçeklerini ortaya koyarak ortak akılla toplumsal faydayı sağlayacak yol haritalarını başarabilmektir. . 
 
“SIFIR ATIĞA EN YAKIN TARIMA DAYALI SANAYİLERDEN BİRİYİZ" 
Anuga FoodTec Fuarı’na katıldığınızı bildiğimiz için bu sorunun önemli olduğunu düşünüyorum. Yapay zeka ve teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler meyve suyu sanayisini nasıl etkiliyor? Meyve suyu üretiminde, paketlemesinde, geri dönüşümünde günümüzde hangi teknolojik yenilikler öne çıkıyor? 
Evet, haklısınız, 19-22 Nisan tarihleri arasında Köln’de gerçekleşen AnugaFoodTec - Gıda ve Gıda Teknolojileri Fuarı’na katıldım. Yaklaşık 133 ülkeden 40 bin profesyonel ziyaretçi ve 1.307 katılımcı firmanın yanı sıra seminerlerle zenginleşen bu ortam çok çarpıcı ve ufuk açıcı idi. Türkiye’den de katılımcı firmaların fark yaratan katma değerli ürünlerini görmek, bunlara ziyaretçilerin ilgisini yerinde gözlemlemek benim için genel anlamda çok gurur verici oldu. Verimlilik tüm firmaların ana stratejilerinde yer alıyor. Bu çok net. Ve enerji bunun ana konularından ilki olarak göze çarpıyor. Karbon emisyonlarının azaltılmasını sağlayan teknolojilere ilgi büyüktü. Güneş enerjisi kullanımı, ısı pompaları, biyogaz ve biyokütle enerjisi odak alanlardandı. Firmalar söylemlerinde sorumluluk bilinciyle hareket etmeye, katma değerlerine, küresel ısınma ve gıda güvenliğine olumlu etkilerine vurgularda bulundular. 
 
Fuarı gezerken standlardaki söylemler bu yönde gözüme çarptı. Sunulan çözümler de tabii olarak bu alanlarda yoğundu ve artık kısa vadeli değil uzun vadeli düşünme ve yönetim biçimi iyice yaygınlaşmış gözüküyor. Tabii bunu eyleme de çevirebilme iradesi ve becerisinin yaygınlığı henüz istenilen seviyede değil maalesef. Ambalajlarda çevre dostu uygulamalarda teknolojik gelişmeler belli ki artıyor. Yapay zeka ve robotik uygulamalarını demo olarak standlarda tecrübe etmek çok keyifliydi. Endüstriyel teşhirlerin yanı sıra bu tipte bir firmanın standında müzik yapan robotlara yer vermesi ortama ayrı bir keyif kattı. Üretim aşamasında gıda kaybının azaltılması ve atık sudan faydalanma yönünde çözüm önerileri de göze çarpıyordu. Meyve suyu endüstrisi bu açıdan çok kıymetli ve şanslı diyebiliriz. Tüm üretim sürecini düşünürsek, doğası gereği sıfır atığa en yakın tarıma dayalı sanayilerden biri olarak nitelendirebiliriz. 
 
“ENDÜSTRİMİZİN BÖLGESEL GÜÇ OLMASINI ARZULUYORUZ”  
MEYED olarak organize ettiğiniz ve artık gelenekselleşen Juiceful Istanbul Summit’i bu yıl 13’üncünsü yapılacak. Bu yıl bizi nasıl bir Zirve bekliyor? 
En çok sevdiğim bölüme geldik. 2010 yılından bu yana ‘Türk meyve suyu endüstrisinin buluşma noktası’ olarak ortaya çıkan ve her geçen yıl daha çok kabul gören ‘Juiceful Istanbul Summit’in 13’üncüsü, 12 Eylül 2024 tarihinde Radisson Collection Hotel Vadistanbul’da gerçekleştirilecek. Biliyorsunuz MEYED 50 üye şirketiyle endüstrinin tedarik zincirini geniş perspektifte bir araya getirmeyi başarıyor, tüm paydaşların birbirini anlaması ve birlikte fayda üretmesine zemin sağlıyor. Zirve de buna hizmet eden bir yapıda kurgulanıyor. Gün boyunca zengin içerikli konuşmacı profili vizyon sunuyor. Aralarda katılımcılar birbirlerinden beslenerek yol haritalarına ışık tutacak fikirler alıyorlar, veriyorlar. Fuar niteliğinde olmasa da fuaye alanında sağlanan teşhirlerle sektörün karar verici temsilcilerine teknolojik gelişmeler hakkında görsel bir zenginlikle sunuyor, yeni iş birliklerine fırsat tanıyor. İş hayatının zorlu atmosferini bir arada olmanın iyi enerjisiyle keyifli ve üretken bir güne dönüştürüyoruz.
 
Meyve suyunun yanı sıra farklı içecek kategorilerde de ürünler sunan başta üyelerimiz olmak üzere ulusal ve uluslararası arenada faaliyet gösteren meyve suyu firmaları ve sektörün geniş anlamda tedarikçi firmalarını birlikte olmaya davet ediyoruz. Katılımı bu sene 250 kişi ötesine taşımayı ve bu etkinliği İstanbul’un lokasyon avantajıyla endüstrinin dünya pazarındaki yerini kuvvetlendirmek adına bölgesel bir güç haline getirmeyi hedefliyoruz. Etkinliğin web sitesi www.juicefulistanbul.org. Detaylı bilgiyle aydınlanmak için ilgilenenlerin benimle irtibata geçmelerinden çok memnun olurum. Sonuçta bu etkinlikte ev sahibi de misafir de tüm endüstridir. Bu vesileyle medya tarafında daimi desteğiniz için teşekkür ediyoruz.
 
"TÜKETİCİLER NE İÇTİĞİNİ BİLMEK İSTİYOR" 
Meyve suyu sektöründe tüketim trendleri hakkında bilgi veren İpek İşbitiren, “Tüketici iyi beslenme eğiliminde devam ediyor ve artık ürünün içinde ne olduğuna yani gıda bileşenlerine daha çok dikkat ediyor. Markaların çevresel sürdürülebilirliğe ne katkı sağladığını bilmek istiyor. Sağlığına dikkat etmek için hasta olmanın önüne geçmeye yarayan ürünlere yöneliyor. İlaç sektöründen beklentisi gibi gıdadan da koruyucu/önleyici etkileri bekliyor. Yeni ürün, lezzet deneyimlerine merak devam ediyor. Sosyal eğilimler ve ekonomik mecburiyetlerle ev içi tüketime yönelimler göze çarpıyor” diye konuşuyor.